Monday, May 22, 2017

GOŞAN (KOŞAN)

İç anadolunun vazgeçilmez dönüştürme isteği kelimelerde de karşımıza çıkar ve yöremizde "K"lar söylene söylene "G" ye dönüşür. Normalde "koşan" dememiz gerekirken, dilde eğreti durduğu için,  e birazda yöre diline olan yatkınlık sebebiyle halk arasında "goşan" denir. Ama yazarken, yazımda eğreti durduğu için ben de "koşan" olarak devam edeceğim.

Koşan kısaca, koyunların sağılmak üzere karşılıklı olarak bağlanıp sabitlenmesidir. Kısacası buda uzuncası nedir diyenlerede uzuncasını aktaralım.

Öğleyin eve gelip suyunu içen koyunlar, sağma işleminin başlaması için birbirinden seçilir. Seçme derken bayağı "Sen erkeksin oraya, sen dişisin buraya, sen bu yıl kuzulamadın, oraya!" diye birbirinden ayrılır. Ama ne ayrımcılık ne ayrımcılık sorma gitsin! Ayrımcılık bir yana seçimin ana maksadı, sağım sırasında koşuma sadece sütlü hayvanların katılabilmesi ve sağımın hızlı bir şekilde yapılabilmesi için yoz ve sağmal davarın birbirinden ayrılmasıdır. Normalde yoz ve sağmal olan koyunlar, birazda yaşın verdiği tecrübenden de olsa gerek, sağım sonu yatacakları yere ayrı ayrı giderler. Ama bazen de, işte tecrübesizliğin gözü kör olsun, yatacağı yeri karıştıran koyunlarda olur. Bunu önlemek için, koyunun su içtiği havuzun kuyuya uzak olan ucuna, iki kişi durur ve gideceği yeri karıştıran koyunları hemen kendi grubuna yönlendirilir. Örneğin henüz bir yaşındaki kuzular (toklu) yeni yetme oldukları için genellikle gideceği yeri tam olarak kestimezler ve bazen sağmalların arasına karışırlar. Eğer olaki yanlışlıkla bir toklu sağmal içine koşulursa, sağıma alışkın olmadığı için zıp zıp zıplar ve koşana koşulan diğer ağır ve oturaklı koyunlarıda, sabit durmadığı için, rahatsız eder. Dolayısıyla genç ve tecrübesiz davar yerini yurdunu sık karıştırır.

İlkbahar aylarında suyunu içen sağmallar hiç vakit kaybetmeden koşana giderken, yazın ise bir süre dinledirildikten sonra koşulurlar. Koyunlar sağıldıktan sonra koşan koyrulur (koşan ipinden hayvanlar çıkarılır) ve kuzuyla anaları emiştirilir. Genellikle serbest kalan annelere kuzuları meleye meleye gelir ve annelerini sürü içinden bulup emmeye başlarlar. Ama bazen, karakter bu ya, kendi kuzusunu emzirmek istemeyen annelerde olur ve bunlara "deli şişek" denir. Anne isminin hakkını tam olarak verecek ya, deli gibi kendi kuzusundan kaçar onu emmesin diye tekmeler. Huysuz bir anne olduğu için ve kenarda aç bir yavru beklediği için mecburen çoban anayı tutar ve kuzunun emmesini sağlar. Ne yazık ki bu emdirme süresi kuzu için yeterli olmaz. Çünkü, eğer annesi sakin hanım hanımcık olsaydı, kuzu annesini dura dura emecekti. Ama tek seferde yapılan emdirme, kuzuya yetmediği için karnı bir türlü doymaz ve kedisini emdirecek gönüllü "süt anneler" aramaya başlar. Bazen bunu meslek haline getirip her annenin sütünü tatmak isteyen, doysa da tekbir anneyle yetinmeyen kuzularda olur ve bunlara "yiğe" denir.

Sürü içinde bazen "Deli şişek" annelerin aksine, kendisinin bile olmayan kuzuları kabullenen  anaç "anafurcu" koyunlarda olur. Ama işte onun bunun kuzusunu beslemekten sütü azalan koyunun, kendi kuzusuna sütü yetmez ve zayıflayan kuzu "hırık" düşer. Oda annesinden tam beslenemediği için onu emzirecek başka gönünllü anneler aramaya çıkar ve oda "yiğe olur". Nihayetinde iki uç karakterdeki, "deli şişek" anneyle, "anafurcu"  annenin kuzuları bir türlü doya doya kendi annelerini ememedikleri için, ikiside "yiğe" olur ve o anne senin bu anne benim diyip sürüde tatmadıkları süt denemedikleri anne bırakmazlar. Birbirleriyle geçinmesi çok zor olan bu zıt karekterli anneler için, evlatlarının bu kadar benzemesi muhtemelen bu çok talihsiz bir durumdur.

Kuzuların anneyi emmesi bitince, bu sefer anadan kuzu seçilir (ayrılır), kuzu çardağa kapatılır ve sağmal davar yoz ile karışıtırılarak kıra çıkartılır. Tamamen otlanıp karnı doyunca akşama doğru gerisin geri çardağa döner.
Uzun lafın kısası, ne gündü ama!



--------------------------
EĞELİM BÜKELİM AYFER
Anafurcu: Kendisinin olmayan kuzuyuda emziren daha saki tabiatlı koyun
Ağır: Ağır başlı
Goşan: Sağmal koyunların örkenle birbirine bağlanıp sağım için hazırlanması. K nin yumuşatılması ile  zamanla goşan halini almıştır.
Hırık: Zayıf, cansız,çelimsiz
Kıra çıkarmak: Yerel şived edoğru söylenişi "Gıra çıkarmak" olan koyunları merada otlatma işlemi
Örken: Goşan esnasında sağmal koyunları boğazlarından birbirine karşılıklı olarak bağlanmasını sağlayan, yünden eğrilip kalın bir şekilde örülen örgü ip.
Eğirmek: Keçiden koyundan kırkılan yünlerin ip haline dönüştürülme işlemi. Eği ( yünü inceltmede kullanılan İnce uzun çubuk,), ağırşak ( Eğinin dönerken hız kazanması için ucuna takılan ahşaptan yapılıp eğinin içine oturabileceği bir deliği olan yarım küre şeklindeki alet), sağsı (Eğinin kolayca dönmesi için tabanın konan küçük tabla. Dönme işlemi kolay olması oyulan ahşap tahtaya katran dökülür ve kulpu kırılan kaşık içine oturtulur. )
Sağmal: İçinde bulunduğu senede kuzulayan ve sağılan koyunlara denir
Sağancı: Koyunu sağan kadın
Seçilme: Yoz koyunların sağmaldan ya da kuzuların annelerinden ayrılma işlemi. Hergün yayılımda ve su içmede bileşen koyunlara uygulanan birbirinden ayırma işlemi.
Şişek: İki yaşını tamamlayıp kuzulayan dişi davara denir.
Toklu: Bir yaşını tamamlamış erkek kuzuya denir
Tülü: Yumuşak olması için kaba ve uzun ilmekli olan dikdörtgen şeklide elde dokunan, tüylü ve küçün halı. Elde dokunan halıya göre renksizdir. Keçiden koyundan kırkılan yünler eğrildikten sonra boyama yapılmadan dokunur.
Oturaklı: Nerde nasıl davranacağını bilen, ağır başlı
Yayılım: Koyunun otlatılması
Yeni Yetme: Henüz yetişmiş, genç tecrübesiz
Yiğe: Her koyundan süt emmeye çalışan kuzu. Hertafa girmeye sokulmaya çalışıp yemi, bostanı yiyen koyun
Yoz: kuzulamayan ve kısır dilerlerle erkek davarlara denir)

No comments:

Post a Comment